Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) ile Gazi Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 3. Uluslararası Türkiye Enerji Birliği Kongresi, bu yıl “Türk ve Türkiye Yüzyılı için bir kilit olarak enerji” temasıyla yapıldı.
Kongrede, Türkiye Yüzyılı’nda enerjinin rolü, gelecek 100 yılda enerjinin dönüşümü, ulusal enerji planı ve net sıfır emisyon hedefleri ile ülkenin hidrojen yol haritası konuları ele alındı.
TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, enerjide farkındalığı artırmayı hedeflediklerini belirterek, bu yılki kongrede Türkiye Yüzyılı vizyonunda enerjinin rolünü ele aldıklarını ifade etti.
Akyener, “Uluslararası sistemde birçok risk ve kırılganlık bulunuyor ama bizim için bu kırılganlıklar bir fırsat olarak da değerlendirilebilir. Bu fırsatlar perspektifinde Türk dünyası birtakım avantajlar yakalayabilir. Türkiye Yüzyılı ve Türk Yüzyılı’nın entegrasyonuyla söz konusu coğrafyada başarılı işler yapılabilir. Enerji de bu perspektifte kaldıraç olarak karşımıza gelecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) Başkan Yardımcısı Uğur Çevik ise Türkiye Yüzyılı kapsamında her alanda hedefler belirlendiğini vurgulayarak, Türk dünyası açısından bakıldığında enerjinin en önemli alanlar arasında yer aldığını söyledi.
Ukrayna- Rusya savaşı ile başlayan süreçte Türkiye’nin enerji açısından ne kadar önemli bir kavşak noktası olduğunun daha iyi anlaşıldığını aktaran Çevik, söz konusu süreçte Türk Akım ve Mavi Akım projelerinin öneminin ve Avrupa’nın enerjide dışa bağımlılık boyutunun ortaya çıktığını dile getirdi.
Çevik, “Rusya ve Ukrayna arasında devam eden bir kriz söz konusu. Bu kriz, Türk dünyasındaki enerji potansiyelinin ne kadar önemli olduğunu öne çıkardı. Petrol ve doğal gaz açısından Türk dünyası ülkelerinin ciddi altyapısı bulunuyor, bu bir kez daha ortaya çıktı.” diye konuştu.
Doğu Akdeniz havzasındaki doğal gaz potansiyelinin Avrupa’ya ulaştırılması konusunda Türkiye’nin ağır bastığına dikkati çeken Çevik, “Projelere bakıldığında Doğu Akdeniz’de bulunan kaynakların Avrupa ve dünyaya ulaştırılmasında en kolay yolun Türkiye olduğu bir kez daha ortaya çıktı.” dedi.