Bursa’nın Karacabey ilçesine bağlı Hürriyet köyünde Büyükşehir Yasası ile Karacabey Belediyesi tarafından tapulu arazilerine el konulmasına karşı mücadele veren köylüler, hükümete, “Bir köyün sorununu çözemezken, nasıl olur da bizim oylarımıza talip olabiliyorsunuz” sözleriyle tepki gösterdi.
Bursa’nın Karacabey ilçesine bağlı Hürriyet köyünde Büyükşehir Yasası ile Karacabey Belediyesi tarafından tapulu arazilerine el konulmasına karşı köylülerin mücadelesi sürüyor. CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk bugün Hürriyet köyünde arazileri el konulan vatandaşları ziyaret ederek destek verdi. Hürriyet Köyü Gençlik ve Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Bayram Efe ise AKP Bursa milletvekillerine, “Cumhurbaşkanımıza kadar gittim. Cumhurbaşkanı ‘çözün’ dedi. Sizler hiçbir şey yapmadınız, hiçbir adım atmadınız. Köyümüzü ziyaret etmeyi bir kenara bırakın, bizlere randevu vermekten kaçtınız. Bir köyün sorununu çözemezken, nasıl olur da bizim oylarımıza talip olabiliyorsunuz” sözleriyle tepki gösterdi.
“Para olan yerde misiniz?”
Hürriyet Köyü Gençlik ve Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Bayram Efe şöyle konuştu:
“Biz Bursa Karacabey Hürriyet köylüleri olarak yine bugün bu Ramazan gününde bir aradayız. Hep beraber sesimizi duyurmak istiyoruz. Bizler terk edildik. Bizler iktidar tarafından hakir görüldük. Bizler temsil edilmedik. Halbuki biz onları Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderirken bizleri temsil etsinler diye oy verdik. Oralara o koltukları oturtturduk ve maalesef hiçbirisi gelip Hürriyet köyünü iki yıldır hiç ziyaret etmedi. Cumhuriyet Halk Partili hem ilçe hem il hem belediye başkan adaylarımız hem de milletvekillerimiz bizi hiç yalnız bırakmadılar. Aynı zamanda bazı yayın kuruluşları var ki isimleri bende saklı söylemiyorum. Ama onlar kendilerini çok iyi biliyorlar. Hakkımızda yalan haberler çıkarttılar. Bu onlara yakışıyor mu? İnançlarına yakışıyor mu? Peki bu yandaş medya dedikleri, hani öyle deyince kızıyorlar ya, yandaş değiliz diyorlar ya, bu yandaş medya neden haklının yanında değil? Neden Hürriyet köylüsünün yanında değil? Neden hep iktidarın yanında? Para olan yerde misiniz? Ne menfaatiniz, var onlardan farkınız ne?
“Diyorsun ki ‘Bunu sayın Efkan Ala çözer’, ulaşamıyorum
Ben buradan AK Partili milletvekillerime sesleniyorum. 11 milletvekilisiniz ve iktidarsınız ama bu işi çözebilecek dirayetiniz ve inancınız yok, kararlı değilsiniz. Yalan konuşuyorsunuz bana. Ben köyümü temsil etmek için sizleri defalarca aradım. Bakanlarımla görüştüm. Cumhurbaşkanımıza kadar gittim. Cumhurbaşkanı ‘çözün’ dedi. Sizler hiçbir şey yapmadınız, hiçbir adım atmadınız. Köyümüzü ziyaret etmeyi bir kenara bırakın, bizlere randevu vermekten kaçtınız. Sayın Efkan Ala, kaç kere ben sizden randevu istedim, vermediniz. Hani Meclis’te ağladınız bizim Hürriyet köyü kadınlarımıza, insanımızla dertleştiğinizi söylediniz. Hakan Çavuşoğlu hani gözlerin doldu, Meclis’te ağırladın bizi. Ben azat edildim, milletvekili değilim diyorsun. Peki sen milletvekili değilsin, yarım kalmış olan bu davayı kim yürütecek? Kime teslim ettin Hürriyet Köyü’nü? Sayın Vildan Yılmaz Gürel, konuyu bilmiyorum dedin Cumhurbaşkanı’nın huzurunda.
Mustafa Varank, bir kere olsun Hürriyet köyünü dinledin mi?
Türkiye Cumhuriyeti halkının önünde, o medyanın önünde dedin ki ‘ben bu konuyu bilmiyorum’. Biliyorsun da ne yaptın? Bildin de ne yaptın? Azat edildim, milletvekili değilim diyorsun. Diyorsun ki bunu sayın Efkan Ala çözer. Ben Efkan Ala’ya ulaşamıyorum. Cep telefonu var, iki tane danışmanı var, Meclis’te telefonu var. Sürekli arıyorum, konuşuyorum, ‘Tamam, randevu vereceğiz’ diyorlar. İki yıl geçti aradan. Peki Sayın Mustafa Varank hani Karadeniz evladıydın da Bursalı oldun ya, sen bir kere olsun Hürriyet köyünü dinledin mi? Bir köy meselesi bir Türkiye Cumhuriyeti meselesi olabilir mi? Bir köyün meselesi Cumhurbaşkanına gider mi? Bir köyün sorununu çözemezken, nasıl olur da bizim oylarımıza talip olabiliyosunuz? Bu hak mıdır? Ne pahasına olursa olsun, hayatımıza da mal olsa, bize baskı da yapsanız, tehdit de etseniz biz bunlara boyun eğmeyeceğiz. Siz bizi yalnız bırakmakla korkutuyorsunuz. Bize diyorsunuz ki muhalefetsiniz. Asıl muhalefet sizsiniz. Halka muhalefetsiniz, hakka muhalefetsiniz, hakkımıza muhalefetsiniz.”